Şirince
Zamanın dışında bir köy masalı diye adlandırılıyor burası. Şirince, adı gibi şirin, ruhu ise sandığınızdan çok daha derin bir köydür, herkesin bir gün gitmek isteyip de vakit bulamadığı, gidenlerinse bir daha unutamadığı, geçmişle bugünün iç içe geçtiği bu köy, sadece taş evlerden, asırlık ağaçlardan ve şarap mahzenlerinden ibaret değil. Burası, Ege’nin kalbinde, tarihin ve doğanın el ele verip küçük bir mucize yarattığı, Türkiye’nin gözbebeği sayılabilecek özel köylerden biri. İlk olarak,
Şirince nerede diye başlayalım. Şirince, İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı bir dağ köyüdür, Muğla ile uzaktan yakından bir ilgisi yok, yani sorunun cevabı net, İzmir’e bağlı. Ancak bir Muğla havası taşır mı dersen, denizsiz ama Ege ruhunu taşıyan her köy gibi kendine has bir büyüsü vardır. Şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre, Selçuk’a ise sadece 8 kilometre uzaklıktadır. Dolayısıyla İzmir’den günübirlik gitmek mümkün olduğu gibi, birkaç gün kalmak için de ideal bir mesafededir. Peki Şirince’yi bu kadar özel kılan ne? Hani bazı yerler vardır, ilk adım attığınız anda zamanın ritmi değişir ya, işte Şirince öyle bir yer. Sanki başka bir döneme geçiş yapmış gibi hissedersiniz. Arnavut kaldırımlı dar sokakları, taş duvarlı evleri, begonvillerle kaplı balkonları ve sabahın ilk saatlerinden itibaren sokaklara yayılan taze ekmek kokusu, ziyaretçisini içine çeken bir masal atmosferi yaratır. Şirince’nin asıl ünü 2012 yılında patladı, mayaların kıyamet takvimine göre dünyanın sonu gelecekti, ama bazı yorumlara göre Şirince bu sonu yaşamayacak nadir yerlerden biriydi. O yıl binlerce insan, belki biraz merakla, belki de içten içe bir huzur arayışıyla bu köye akın etti, kıyamet gelmedi ama Şirince, o zamandan beri Türkiye’nin en çok merak edilen köylerinden biri haline geldi.
Şirince Nasıl Bir Yer
Aslında Şirince’nin geçmişi çok daha eskiye dayanır. Rumlardan kalma taş evleri ve özgün mimarisiyle 19. yüzyılın izlerini hala taşıyor. Her evin manzarası farklı, her pencere başka bir güzelliğe açılıyor. Köyde yürürken bir evin gölgesinde dinlenebilir, bir diğerinin kapısında geçmişten bir hikayeye tanıklık edebilirsiniz. Bu doğal ve mimari bütünlüktür, bu durum burayı kültürel bir değer haline de getirmiştir. Burada oteller elbette var ancak devasa yapılar beklemeyin,
Şirince’de konaklama seçenekleri çoğunlukla butik oteller, taş pansiyonlar ya da restore edilmiş tarihi evlerden oluşuyor. Her biri kendi hikayesine sahip, samimi, sıcak ve kişisel dokunuşlarla bezenmiş yerler. Son yıllarda bölgeye yakın kırsalda ve çevre köylerde villa tipi konaklamalar da arttı. Lüks ve mahremiyet arayanlar için bu villalar güzel bir alternatif sunuyor, tıpkı Ege´nin diğer bölgelerinde olduğu gibi, burada da sessizlik, özgürlük ve doğa iç içe geçiyor. Yemek konusu ise başlı başına bir başlık, zeytinyağlılar, gözlemeler, otlu börekler, ev yapımı reçeller, her şey doğal, her şey lezzetli ama Şirince deyince akla ilk gelen şey elbette ki şarap. Bu köy, Türkiye’nin butik şarap üretiminde en bilinen yerlerinden biridir, meyve aromalı şaraplar konusunda epey iddialılar. Şeftali, vişne, böğürtlen, hatta karadut. Damağınızda unutulmaz tatlar bırakacak çeşit çeşit şarap mevcut şarap tadımı yapmak isteyenler için köyde birçok butik üretici bulunuyor. Üstelik sadece tatmakla kalmıyor, isterseniz satın alıp bu lezzeti yanınızda da götürebiliyorsunuz.
Şirince’ye Nasıl Gidilir
Ulaşım açısından da Şirince oldukça ulaşılabilir bir noktadadır, havayolunu tercih edecek olanlar için en yakın havalimanı İzmir Adnan Menderes Havalimanı. Buradan arabayla yaklaşık bir buçuk saatlik bir yolculukla köye ulaşmak mümkündür, karayoluyla gelmek isteyenler için ise İzmir - Aydın otobanı üzerinden Selçuk’a ulaşmak oldukça kolay. Özellikle bahar aylarında, yolculuğun kendisi bile tatilin bir parçası haline gelebilir. Baharın taptaze çiçek kokuları, dağların eteklerinde salınan zeytinlikler ve yer yer sizi selamlayan keçi sürüleri, Ege işte böyle bir yer, yol bile anıya dönüşüyor. Peki kimler geliyor Şirince’ye? Açık söylemek gerekirse, burası daha çok yerli turistin ilgi gösterdiği bir yer, bilhassa hafta sonları İzmir, Aydın ve çevre illerden gelen ziyaretçilerle dolup taşıyor. Ancak şarap turizmi ve kırsal yaşam merakıyla gelen Avrupalı turistler de eksik değil, özellikle Alman ve Fransız ziyaretçiler, köyün mimarisine ve sakin yaşamına hayran kalıyor. Yani hedef kitle oldukça karışık ama ağırlıklı olarak Türk turistler diyebiliriz. Turizm açısından Şirince’nin Türkiye’ye kattığı değer oldukça büyük. Kalabalık tatil beldelerinin aksine, daha butik, sürdürülebilir ve kültürel mirasa duyarlı bir yaklaşımı temsil ediyor, gelen turistler sadece tatil yapmıyor, yerel ekonomiye katkı sağlıyor, esnafla sohbet ediyor, köyün hikayesine bir parça da kendi hayatından bırakıyor. Bu da Şirince’yi seyahat noktası ve yaşayan bir kültür noktası haline getiriyor. Köyün biraz dışına çıktığınızda, doğayla baş başa kalabileceğiniz, kalabalıktan uzakta ama konforlu bir tatil geçirmek için farklı alternatiflerle karşılaşmak mümkündür. Bilhassa Muğla tarafına uzanmak isteyenler için de bu köy bir durak olabilir. Ve bu noktada
Muğla kiralık villa seçenekleri devreye giriyor. Şirince’ye yakın bölgelerdeki villalar, tatilinizi daha özel ve kişisel kılmak isteyenler için cazip fırsatlar sunuyor. Sessiz bir bağ evi, havuzlu bir taş villa ya da orman içinde gizlenmiş minimalist bir konut, her zevke göre bir alternatif bulunabiliyor. Geçmişle bugünün el ele verdiği, kültürle doğanın birlikte nefes aldığı eşsiz bir köy. Kalabalıktan uzak ama hiç yalnız bırakmayan bir ruh hali var burada. Ege’nin kıymetli cevherlerinden biri olan Şirince’yi keşfetmek, bir şehri değil bir zamanı ziyaret etmek gibi. Ve bu deneyimi yaşarken ister butik bir otelde, isterseniz doğayla iç içe bir villada konaklayarak, tatilinize anlam katmanız mümkün.