Salda Gölü

Türkiye’nin tropikal görünümlü sessiz güzelliği diye adlandırılmaktadır. Türkiye’de “göl” dendiğinde, çoğumuzun zihninde ya çamurlu bir kıyı ya da sessizliğin ortasında, kendi halinde bir su birikintisi canlanır. Ama Salda Gölü bu ezberi fena halde bozuyor, çünkü onu ilk gördüğünüzde, “bu Türkiye´de mi gerçekten” diye sormanız yüksek ihtimal, turkuaz rengi, beyaz kumları ve çerçevesini saran sakin doğasıyla, burası sadece bir göl değil, adeta bir başka gezegenden düşmüş gibi. NASA´nın Mars araştırmaları için benzerlikler taşıdığına dikkat çekmesi de cabası ama bu gölün hikayesi yalnızca görüntüsüyle sınırlı değil. Salda Gölü, Burdur ilinin Yeşilova ilçesine bağlıdır, Burdur merkezden yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Yeşilova’dan ise sadece 4 - 5 kilometre mesafede yer alır, yani, merkezde kalıyorsanız bile ulaşım oldukça kolay. Göl, hem Antalya hem Denizli gibi büyük şehirlere görece yakın, hatta arabayla gelmeyi planlayanlar için, bu şehirlerden 1,5 - 2 saatlik sürüş mesafesinde olduğunu söyleyebiliriz. En yakın havalimanı ise Denizli Çardak Havalimanı. Oradan kiralık araçla ya da transferle göle ulaşmak yaklaşık 1 saat sürüyor.

Salda Gölü Nerede ve Nasıl Gidilir

Salda’nın isminin nereden geldiği konusundaysa birkaç farklı görüş var, kimileri, çevrede yaşayan eski halkların dilinden kalma bir isim olduğunu savunurken, kimileri bölgedeki “Salda” isimli eski bir yerleşimden adını aldığını söylüyor. Ama tüm bu teorilerin ötesinde, adını nereden aldığı çok da mühim değil belki, çünkü Salda, kendi kimliğini zaten ilk bakışta ortaya koyuyor. Gölün en büyüleyici özelliklerinden biri suyunun berraklığı, yaz aylarında buraya gittiğinizde, gözünüz suyun içindeki beyaz taşları net bir şekilde seçebiliyor. Bu berraklık, gölde yaşayan mikrobiyal canlılarla ve gölün doğal yapısıyla ilgili, zaten bu nedenle göle çamur banyosu yapmak isteyenlerin sayısı hiç az değil. Cilt sağlığına iyi geldiği söyleniyor, ama yine de aşırıya kaçmamakta fayda var. Salda Gölü çevresinde birkaç kafe, restoran ve kamp alanı mevcut, ancak burası öyle otel zincirleriyle dolup taşan bir yer değil. Doğallığını biraz da bu sakinliğine borçlu, bilhassa Yeşilova Belediyesi’nin işlettiği Halk Plajı, hem güvenli hem düzenli, girişte sembolik bir ücret alınsa da bu, bölge temizliği ve düzeni için harcanıyor. Özel mülk değil, yani kamuya açık bir alan, fakat bazı bölümler, çevre düzenlemesi yapılması ve doğal dengenin korunması adına zaman zaman kapatılabiliyor. Piknik yapmak isteyenler için göl çevresinde uygun alanlar var, ancak açık ateş yakmak yasak. Bu da doğayı koruma açısından oldukça mantıklı bir karar, göle gelen birçok kişi sabah saatlerinde gelip, gün boyunca serin suyun ve göl kenarının tadını çıkarıyor. Özellikle yaz aylarında suya girmek serinlemek isteyenler için cazip bir seçenek olsa da, gölün suyu oldukça soğuk, alışana kadar insanı hafif ürperten türden.

Salda Gölü’nde Ne Yapılır

Yol durumu da gayet iyi. Özellikle Burdur ve Yeşilova’dan gelen yollar asfalt ve düzgün. Ancak son 5-10 kilometrede biraz virajlı alanlar var. Bu yüzden gece yolculuğu yapacaksanız dikkatli olmakta fayda var, toplu taşıma ile gelmek isteyenler içinse Burdur Otogarı’ndan kalkan Yeşilova minibüsleri mevcut, yaz sezonunda bu seferler daha sık yapılıyor. Salda Gölü, son yıllarda oldukça popülerleşti, sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar, burayı kısa sürede bir fenomen haline getirdi. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında ciddi bir kalabalık yaşanıyor, bu yüzden daha sakin bir deneyim arayanlar için Mayıs sonu ya da Eylül başı ideal. Hafta içi günlerinde gitmek de kalabalıktan kaçmak için akıllıca bir tercih olabilir. Yabancı turist açısından ise durum oldukça ilginç, bilhassa Uzak Doğu ve Avrupa’dan gelen doğa tutkunlarının ilgisini çekiyor. Ancak hala daha çok yerli turistin rağbet ettiği bir yer, belki de ulaşımın kolay ama tanıtımın sınırlı olmasındandır ama bu da bence Salda’nın gizli kalabilmiş taraflarından biri. Buraya bir günlüğüne gelip gitmek mümkün ama çevrede daha fazla vakit geçirmek isteyenler için konforlu ve özgür bir tatil imkanı sunan kiralık villa seçenekleri de oldukça popülerleşti. Böylece gölün doğasını doyasıya yaşarken, akşamları da konforlu bir konaklama ile günü tamamlayabilirsiniz.